Google News
Ankara’nın Kalecik ilçesi Cuma Mahallesi’nde yer alan Saray Camii, 15. yüzyıl Osmanlı mimarisini günümüze taşıyan önemli yapılardan biri olarak öne çıkıyor. Seyyah Evliya Çelebi’nin Kalecik ziyaretinde adını andığı ve yanında Şehsuvar Paşa’nın yaptırdığı bir sarayın bulunduğunu belirttiği cami, dönemin mimari özelliklerini koruyarak dikkat çekiyor.
Caminin banisinin, Dulkadirliler Beyliği’nden Şehsuvar Bey’in annesi Şerife Hatice Hatun olduğu, mimari özelliklerinden ve mihrap yapısından 15. yüzyılda inşa edildiği anlaşılıyor. Ankara ve çevresindeki benzer alçı mihraplarla taşıdığı ortak özellikler, Saray Camii’nin dönemin üslubunu yansıttığını ortaya koyuyor.
Kare Plan, Ahşap Tavan, Taş ve Tuğla İşçiliği ile Mimarisi Dikkat Çekiyor
Saray Camii, içten içe 8.80 x 8.90 metre ölçülerinde kare planlı bir harimden ve kare kaideli tek şerefeli minareden oluşuyor. Zemin kotundan aşağıda kalan camiye, bahçe duvarından merdivenlerle inilerek giriliyor. Harim bölümü düz ahşap tavanla örtülmüş, kırma çatısı kiremitle kaplanmış durumda.
Caminin beden duvarlarında taş ve tuğlanın dönüşümlü olarak kullanılması, yapıya estetik bir görünüm kazandırıyor. Duvarlarda bir sıra taşın üzerine üç sıra tuğla dizilerek almaşık örgü tekniği uygulanmış, pencerelerin üzerine sağır sivri kemerler yerleştirilerek yük dağılımı dengelenmiştir. Kuzey cephesindeki giriş kapısı taş ve mermerin dönüşümlü dizilmesiyle hareketli bir görünüm sunarken, ahşap çift kanatlı kapının üzerindeki kemerli alınlık dikkat çekiyor.
Mihrabın İncelikli Süslemeleri ve Alçı İşçiliği
Caminin mihrap bölümü, özgün alçı kalıplama tekniğiyle yapılmış ve geometrik, bitkisel motiflerle zenginleştirilmiştir. Nesih yazı kuşağıyla çevrili mihrabın bordürlerinde “Kelime-i Tevhid” yer almakta, iç yüzeyinde yıldız geçmeler ve bitkisel süslemeler görülmektedir. Mihrap, caminin sanatsal açıdan en zengin bölümünü oluşturarak dönemin ustalık anlayışını yansıtmaktadır.
Minare ve Cephe Detayları
Kuzeybatı köşesine bitişik olarak inşa edilen minare, kare kaide üzerinde üçgen geçişlerle pabuç kısmına bağlanmakta, buradan ince bir bilezikle silindirik tuğla gövdeye geçilmektedir. Şerefesi tuğla dizilimle oluşturulan testere dişi üç sıra silme ile süslenmiş, külah kısmı ise çinko kaplama olmasına rağmen zamanla tahrip olmuştur.
Batı cephesi zaman içinde eklenen bölümlerle kısmen kapanmış, kuzey cephesine metal ayakkabılık ve giriş mahalli eklenerek kullanıma uygun hale getirilmiştir. Caminin cephe düzeni sadeliğini korurken işlevsellik gözetilerek yapılan eklemelerle hizmet vermeye devam etmektedir.
Yapılan Onarımlar ve Günümüzdeki Durumu
Saray Camii çeşitli dönemlerde onarımlar geçirmiştir. 1990 yılında minarenin tehlikeli durumdaki korkulukları aslına uygun şekilde yenilenmiş, caminin bozuk olan ahşap tavanı ve dış cephe ahşap saçakları yenilenerek koruyucu malzeme ile boyanmıştır. Batı cephesine tuvalet eklenmiş, caminin iç kısmındaki kadınlar mahfili, minber ve tavan yenilenerek kullanıma uygun hale getirilmiştir.
Harim kısmı, mihrap hariç olmak üzere özgün halinden uzaklaşmış olsa da cami, tarihi ve kültürel mirasını koruyarak ibadete ve ziyarete açık tutulmaktadır. Kalecik Saray Camii, Osmanlı erken dönem mimarisinin izlerini taşıyan detayları ve sadeliği ile ziyaretçilerine tarihle iç içe bir deneyim sunmaya devam ediyor.